Sanayi Eczacılarının Sesi Eylül 2014 5. sayı

Nefes almayı biliyor musunuz?

“Canım böyle soru olur mu?” diye cevapladığını- zı duyuyorum ama inanın çoğu insan doğru nefes almayı bilmiyor. Nefesi doğal bir refleks olarak kabul ediyor ve üzerinde gereği gibi durmuyoruz. Aslında nefes hem almayı hem de vermeyi kapsıyor. Dünyaya nefes vererek geliyor ve vererek gidiyoruz, yani konu sadece nefes almak değil, nefes vermek de bir o kadar önemli. Tabii bir de arada oluşturulan nefes boşlukları var. İşte bütün bunları bir araya getirdiğimizde doğru nefes almayı ve vermeyi gerçekleştirmiş oluyoruz. Dakikada ortalama on dört nefes alıyoruz bu da günde yirmi bin civarında nefes anlamına geliyor, eğer bu işlemi doğru gerçekleştiriyorsak sorun yok. Ama ya yanlış veya noksan ise? İşte o zaman kocaman bir soru işareti oluşuyor. Çocukluğumuzdan itibaren kaygı ve stresi ne çok yaşadık bir düşünün; yaşanan tüm korku, kaygı, öfke ve endişeler süreç içerisinde doğru nefes almayı ve bebekliğimizde çok rahat ve kolayca kullandığımız diyaframı devre dışı bırakarak sadece üst solunum yapar hale gelmemize sebep oldu. Bu durumda akciğer kapasitemizi gereği gibi kullanmayarak yetersiz solunuma yöneliyoruz. Bir de güzel görünmek adına karnımızı içeri çekerek bunu hızlandırıyoruz. O zaman ortaya güzel görünen sağlıksız insanlar çıkıyor. Okullardaki beden eğitimi derslerinde hep karın içeri gö- ğüs dışarı öğretildi, bu uyarılarla yavaş yavaş üst solunuma yönelip sadece akciğerlerimizin üst kısmını kullanıyor olduk ve diyafram Nefes teknikleri ile doğru nefes kasımızı kullanmayı unutmaya başladık.

Ecz. Mehmet Ali Akgün

30- Böylece geçen zaman içerisinde akciğer kapasitemizi kı- sıtlamaya ve sadece belli bir kısmını kullanmaya yöneldik. Bu durumda almaya başladığımız sığ nefeslerle kendimize sığ bir yaşam hazırlamaya yöneldik, çünkü sığ nefes sığ bir yaşam demektir. Tam tersi derin nefeslerle oluşan yaşam ise derin bir yaşam tarzını oluşturur. Nefes konusunda gerekli donanıma sahip olduğunuzda karşınızdaki insanın aldığı nefesle ne ruh hali içerisinde olduğunu anlayabilirsiniz. Rahat bir ruh hali içinde iken diyaframdan derin alınıp verilen sessiz ritmik solunum yapılırken, heyecanlı olduğunuzda sığ sık nefesle, öfkeli olduğunuzda burundan soluduğunuz sığ hızlı nefesle solunum yapılması söz konusudur. Böylece nefesi gözlemlemek karşımızdakinin ne ruh hali içinde olduğunu anlamamızda bize yardımcı olur. Nefesin beNefes konusunda gerekli donanıma sahip olduğunuzda karşınızdaki insanın aldığı nefesle ne ruh hali içerisinde olduğunu anlayabilirsiniz. dende ve duygular üzerinde bütün bunlara neden olduğunu gördükten sonra; bizler nefesimizi değiştirerek duyguları- mızı da değiştirme şansına sahibiz. Bunun için de öncelikle doğru nefes almayı öğrenmemiz veya yeniden bedene hatırlatmamız gerekiyor. Doğru nefes, burundan alınıp burundan verilen, diyaframın devreye sokulduğu, dakikada alınan nefes sayısının sekizin altına çekildiği ve akciğer kapasitesinin tamamının kullanıldığı sessiz nefeslerden oluşur. Normalde insanlar akciğerlerinin sadece üst kısmını doldurarak nefes alıp veriyorlar ve üst solunum yapıyorlar. Tam kapasite ile akciğerlerimizi kullanmaya başladığımızda onların 4-6 litrelik kapasitesini devreye sokuyor ve bronşların diplerinde sığ nefesle değişmeden kalan kirli havayı da değiştirme şansına sahip oluyoruz. Böylece o bölgelerdeki kirlenmenin ve mikroplanmanın da önüne geçmiş oluyoruz. İşte bütün bunlar derin alınıp derin verilen nefeslerle gerçekleşiyor. Nefes Tekniklerini yaşamımıza uyarlayarak bütün bu güzellikleri kullanma şansına sahip olabiliriz. Böylece yaşam süreci içerisinde bir şekilde bozarak kaybettiklerimizi tekrardan kazanarak, orijinal haline geri getirebiliriz. Buna bir anlamda fabrika ayarlarına geri dönmek diyebiliriz.

31- Çocukluğumuzun üç yaş, yedi yaş ve ergenlik evresinde oluşan değişikliklerle kullanmayı unuttuğumuz diyafram adalemizi tekrar kullanıma sokarak beden sağlığımız için farkındalık oluşturabilir, kaybettiklerimizi geri kazanabilir ve yaşamımızın sağlıklı ve kaliteli olmasını sağlayabiliriz. Bir yandan ruh halimiz ve sağlığımız düzelirken, bağışıklık sistemimizi güçlendirip, organlarımızı daha sağlıklı, hormonlarımızı daha güçlü salgılanır hale getirebiliriz. Bütün bunları nefes alışkanlıklarımızı değiştirerek ve geliştirerek yapmamız mümkündür. Fare dakikada 160 nefes alıp 3 yıl yaşarken, köpek dakikada 30 nefes alıp ortalama 10 yıl yaşıyor ama fil dakikada 3 nefesle 100 yıl, balina dakikada 2 nefesle 200 yıl yaşıyor. Bizler de dakikadaki nefes sayımızı 8’in altına düşü- rerek 100 yıl gibi sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürecine ulaşabiliriz. Bütün bunlar Nefes Teknikleri ve onların oluşturduğu doğru nefesle mümkün. Akciğer kapasitemizin tam kullanıldığı derin nefesler kalbimizin kanı gereği gibi pompalamasına ve dolaşım sistemimizin sağlıklı çalışmasına sebep olurken, diyafram kasını kullanıyor olmamız bütün karın içi organları- mıza masaj yapıp onların şifalanmasını ve bo- şaltım sistemimizin düzgün çalışmasını sağ- lar. Bunun yanısıra diyafram kası hıçkırıktan öksürüğe, hapşırıktan kusmaya, horlamadan, reflüye ve uyku apnesine kadar etkisini gösteriyor. Nefesi doğru kullanmanın gözle gö- rülebilir bir sürü yararı söz konusu; onun için geçmişte yaşadıklarımızın bize unutturduğu doğru nefes alıp verme alışkanlığını tekrardan kazanıp yaşama uyarlamak ve bu bilgi birikimi ile yaşamaya devam etmek hepimizin en doğal hakkı. Bu şansı bedene yeniden tanımanın yolu da nefes tekniklerini öğrenip onlarla yaşıyor olmaktan geçiyor.